Klostrofobi Ve İnsan Hayatı
Kapalı yerde kalma korkusu olarak adlandırılan korkuya klostrofobi adı verilmektedir. Kapalı yer olarak söylenen yerler karanlık mağaralar, hareket edilemeyecek kadar dar alanlar değil, her gün kullanılan asansörde kalmak bile bu hastalığı yaşayan kişilerin krize girmesine neden olmaktadır.
Kapalı alan korkusu olarak bilinen klostrofobi, farklı kişiliklerde farklı şekillerde ortaya çıkan bir durum olmaktadır. Psikolojik nedenli olan klostrofobinin en yaygın belirtisi, kapalı ve küçük alanda kalındığı anda nefes sıkışması, terleme, titreme, gibi durumların yaşanmasıdır. Bunun teşhisi için uzman yardımı gerekmektedir. Tedavi edilmezse çok ciddi boyutlara ulaşabilen bir hastalık olduğundan doktor yardımı gereklidir. Klostrofobi, kişinin geçmişinden gelen bir korkunun zamanla ortaya çıkarabilmesi durumunda meydana gelebilmektedir. Çocukken yapılan bir hata sonucunda bile kişinin kendini suçlaması ve baskı ile kendisinde klostrofobi oluşturması mümkün olmaktadır. Ergenlik ve genç yetişkinlik dönemlerinde yaşanan sorunların da klostrofobiye neden olduğu bilinmektedir.
İlaç tedavisi son aşama olarak görülebilmektedir. Eğer kişi panik atakları sık aralıklarla geçiriyorsa ve ataklar yüzünden günlük işleyişine ayak uyduramaz duruma geldiyse doktor kontrolünde ilaç tedavisine başlanması gerekmektedir. Kişinin tedavi edilmesinin başlıca koşulu hasta olduğunu kabul ederek kendi isteğiyle doktor kontrolüne gitmesidir. Aksi halde kişide iyileşme süreci oldukça uzayabilmekte ve tedavi sonunda olumsuz sonuçlar alınabilmektedir. Düzensiz ilaç kullanımı kişinin daha da kötüye gitmesine neden olabilmektedir.
